Saklı Pay Nedir?

5650 sayılı Kanun ile 2007 yılında Türk Medeni Kanununda değişiklik yapılmıştır. Bununla saklı pay hükümleri yeniden düzenlenerek kardeşlerin saklı paylı mirasçılığı kaldırılmıştır. Saklı paylı mirasçılar şunlardır:

  • çocuk (1/2) 
  • evlatlık (1/2) 
  • torun (1/2)
  • anne (1/4) 
  • baba (1/4) 
  • eş (4/4 veya 3/4)

Saklı Pay Nedir?

Saklı pay, bir kişinin hak ettiği mirastan alması gereken asgari pay oranıdır. Saklı pay kanunun belirlediği orandır. Saklı pay oranının altında miras payı alması halinde kişinin saklı payı ihlal edilmiş sayılır. İhlal edilen miras saklı payı için mirasçı tenkis davası açmalıdır. Saklı paya, mahfuz hisse veya korunmuş pay da denilir.

Saklı Paylı Mirasçı Kimdir?

Saklı paylı mirasçılar TMK 506. maddesinde yasal mirasçılar arasından belirtilmiştir. Miras bırakanın altsoyu yani çocukları, evlatlıkları, torunları ve onların çocukları ile miras bırakanın anne-babası ve miras bırakanın eşi saklı paylı mirasçıdır.

Miras hukuku ile yer alan saklı paylı mirasçı haklarından yararlanabilmek için kişilerin resmi olarak miras bırakanın nüfusuna kayıtlı olması gerekir.  Miras bırakanın alt soyundan olan bireylerin tamamı saklı paylı mirasçıdır. Kanunda sayılan kişiler haricinde miras bırakanın kardeşleri, yeğenleri, teyzeleri ya da amcaları gibi akrabalarına saklı pay hakkı tanınmaz. Kardeş, yeğen, kuzen, dede, nine saklı paylı mirasçı değildir. Bu kişilerin saklı paylı mirasçı sıfatıyla tenkis talebinde bulunması mümkün değildir.

Saklı Pay Oranı

Saklı paylı mirasçılar miras bırakanın birinci zümresinde bulunan altsoyu ile ikinci zümrede bulunan akrabalarıdır. Üçüncü zümrede saklı paylı mirasçı bulunmamaktadır. Saklı paylı mirasçılar ve saklı pay oranları aşağıdaki şekildedir :

Altsoyun Saklı Payı

Altsoyun saklı pay miktarı toplam yasal miras payının (½) yarısıdır. Evlatlık olup murisin resmi olarak nüfusuna kayıtlı olan çocukları da toplam yasal mirasının yarısı ( ½ ) oranında saklı pay hakkına sahiptir.

Anne ve Babanın Saklı Payı

Murisin anne ve babası, ikinci zümreden üstsoy mirasçılar olarak saklı pay sahibi mirasçılardandır. Miras bırakanın anne ve babasının saklı payları yasal mirasın (¼) çeyreğidir. Ayrıca miras bırakanın tüm üst soyları için de bu oran geçerlidir.

Eşin Saklı Payı

Miras bırakanın sağ kalan eşi de saklı paylı mirasçılardandır.

  • Miras bırakanın sağ kalan eşi eğer çocuğu ile birlikte saklı pay sahibi mirasçı ise saklı payı yasal miras payının tamamı kadardır.
  • Sağ kalan eş murisin anne ve babası ile birlikte mirasçı olmuş ise saklı pay miktarı yasal miras payının tamamı (%100) kadardır.
  • Ancak, yalnızca sağ kalan eş mirasçı olmuş ise saklı pay hakkı yasal miras payının ¾ ü kadar olmaktadır.
  • Bu oran, sağ kalan eşin mirasçının anneanne, babaanne ve dedelerden biri veya birkaçı ile mirasçı olması durumunda da ¾ olmaktadır.

Saklı Pay İçin Hangi Dava Açılır?

Saklı payı ihlal edilen kişiler miras hukuku kapsamında dava açabilir. Miras avukatı en doğru yönlendirmeyi yapacaktır. Çoğu zaman terekenin tespiti davası ve tenkis davası birlikte açılır. Avukat en iyi görevini davaları süresinde müdahale ederek yapar.

Saklı Pay ile ilgili Yargıtay Kararı

Vasiyetnamenin iptali, tenkis davası ve saklı pay oranına göre tescil talebi

Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 506'ıncı maddesine göre altsoy için saklı pay yasal miras payının yarısına tekabül ettiği düzenlenmiştir.

Mirasçı olarak atanan kişi, murisin külli halefi olduğundan, miras açılmakla yasal mirasçı gibi terekenin tümünün ya da belli bir payının sahibi olur (TMK 599). Mirasçı olarak atanan kimseye karşı açılan tenkis davasının kabulü halinde davacıların saklı payları oranında tenkise karar vermek yeterlidir. (Yargıtay 2. HD. 18.5.1995 tarihli, 4699-5842 sayılı Kararı, 2. HD.'nin 13.06.2007 tarihli, 2006/16512-2007/10134 Sayılı Kararı).

Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında somut olaya gelince; mahkemece bozma ilamına uyulsa da gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Nitekim dosya içerisinde bulanan mirasçılık belgesine göre davacıların yasal miras payının 3/20'şer pay olduğu, saklı paylarının ise TMK 506 maddesi uyarınca altsoy için yasal miras payının yarısı olarak hesaplandığında her bir davacı için 3/40'a isabet ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, mirasbırakan adına kayıtlı dava konusu taşınmazlarda her bir davacı için saklı payları olan 3/40 oranında tescile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı olarak davacıların yasal miras payları olan 3/20 oranında pay tesciline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Ayrıca, mahkemece tesciline karar verilen dava konusu taşınmazda mirasbırakan adına kayıtlı 1/3 pay bulunduğu halde mahkemece taşınmazın tümü üzerinden tescile karar verilmiş olması ve yine tesciline karar verilen dava konusu taşınmazın 2 numaralı bağımsız bölümü mirasbırakan adına kayıtlı olduğu halde, tümü üzerinden karar verilmesi de doğru değildir.

Davacılar dava dilekçesinde; taşınmazın 2 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki davalı lehine verilen ipoteğin kaldırılmasını da talep etmiş olup, ipoteğin kaldırılması talebi niteliği itibarıyla nispi harca tabi davalardan olduğundan, mahkemece ipotek bedeli üzerinden harç tamamlattırılmamıştır. Harçlar Kanununun 30. maddesine aykırı biçimde eksik harç tamamlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru görülmediğinden, mahkemece yapılması gereken iş; süresinde eksik harç ikmal edildiğinde işin esası hakkında bir karar vermek olmalıdır.

Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik değerlendirilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. (Yargıtay 7. HD., 29.6.2022, 2022/1805 E., 2022/4600 K.)