Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

Başvurucunun aleni olmayan bir konuşmasının hukuka aykırı şekilde kaydedilmesi üzerine gerçekleştirilen soruşturmanın anayasal yükümlülüklere uygun olarak yürütülmemesi nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edilmesine ilişkin 29/09/2022 tarihinde verilen karar 01/12/2022 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanmıştır.

Başvuru konusu, başvurucu tarafından gerçekleştirilen ve aleni olmayan bir konuşmanın kaydedilerek ceza soruşturmasında delil olarak dayanılması nedeniyle bulunulan suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesidir.

Başvurucu Anayasa Mahkemesi’ne borç ilişkisiyle alakalı konuşmasının planlı bir şekilde ve suç kastıyla kayıt altına alındığını ve ifşa edildiğini ifade etmiştir. Ancak bu kayıtlara istinaden Başsavcılık, başvurucunun özel hayatına ilişkin bir konu konuşulmadığı, kayıt almanın suç oluşturmak için kast unsurundan yoksun olduğu kanaatiyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar (KYOK) vermiştir.

Anayasa Mahkemesi, başvuruyu özel hayatın unsurları arasında yer alan kişisel verilerin korunması kapsamında değerlendirmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararında,

  • Gizliliğin korunacağına ilişkin haklı bir beklentiyle yapılan ve aleni olmayan bir konuşmanın kişinin rızasına aykırı olarak kaydedilmesi ve kullanılmasının kişisel verilere saldırı teşkil ettiğini,
  • Konuşmaların kayda alınması eyleminin başvurucunun özel hayatına müdahalesi bağlamında değerlendirme konusu yapılması gerekliliğine,
  • Özel hayatın gizliliğini ihlal teşkil eden eylemlerin zorunluluk hali kapsamında yer aldığı değerlendirmesine ilişkin sınırların belirsiz olduğuna,
  • Özel hayata müdahale teşkil eden eylemlerin ölçülük kapsamında değerlendirilmesine ve eylemin amacının gözetilmesi gerekliliğine,
  • Özel hayatın gizliliği hakkı karşısında çatışan menfaatlerin somut değerlendirilmesi gerekliliğine,
  • Delil elde etme amacına mutlak üstünlük tanınması şeklinde bir kategorik yaklaşımın kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı özelinde kişiyi güvencesiz bırakacağına

ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Anayasa Mahkemesi, somut olayda Anaysa m. 20 hükmünde koruma altına alınan özel hayata saygı hakkının kişisel verilerin korunmasını içerdiğini belirtmiş ve somut olayda bu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir.

Dolayısıyla, kast unsuru olmadığından bahisle kişisel verilerin korunması hakkının ihlalinin suç olmadığına yönelik iddialar mesnetsiz kalmıştır.

Kişisel verilerin korunması Anayasal bir hak olup ihlal edildiği takdirde suç işlenmiş olacaktır.

Kararın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/12/20221201-3.pdf