Yardım Nafakası

yardım nafakası

Anayasa’ya göre Türk toplumunun temeli ailedir. Geleneklerimiz de aile üyelerinin maddi anlamda zor duruma düşmeleri halinde destek olunması gerektiği yönündedir. Geleneklerimizin, ahlak kurallarımızın gerektirdiği aile üyelerine yardım etme hususu kanun koyucu tarafından da vicdani bir ödev olarak kalmasının ötesinde düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu düzenlemelerden biri de yardım nafakası kurumudur.  

Yardım Nafakası Nedir?

Yardım nafakası TMK. m. 364-365’te düzenlenmiştir. TMK m. 364 amir hükmü uyarınca “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.”

Yardım Nafakasının Özellikleri Nelerdir?

  • Yardım nafakası kamu düzenine ilişkin bir meseledir.
  • Kişiye bağlı bir hak olduğundan kural olarak miras yolu ile intikali mümkün değildir. Bu kuralın istisnası ise şudur: Eğer yardım nafakası yükümlüsünün sağlığında muaccel olup ödenmemiş olan bir yardım nafakası borcu varsa bu borç tereke borçları arasında yer alacağı için alacaklılar tarafından mirasçılardan talep edilebilecektir.
  • Yardım nafakasına ilişkin alacak kural olarak haczi mümkün olmayan alacaklardandır. Bu kuralın istisnası ise şudur: Eğer yardım nafakası alacağı ilana değil de sözleşmeye dayalı ise o halde yardım nafakası alacağının haczedilmesi mümkün hale gelecektir.
  • Yardım nafakasına hükmedilirken kusur derecelerine bakılmaz. Yardım nafakası kişiler arası yardımlaşma ödevinin bir tezahürüdür. Bu sosyal yardımlaşma aracının kusur derecesi göz önüne alınarak ortadan kaldırılması ahlak kurallarına aykırılık teşkil etmektedir. Zira kişinin kusurlu olması yardıma muhtaç bir durumda olması gerçeğini değiştirmeyecektir. Dolayısıyla kişi kendi kusuru ile yardıma muhtaç bir vaziyete düşmüş olsa dahi (örneğin babaya yardım nafakası hükmedilmesi durumunu ele alırsak baba yardıma muhtaç hale kendi savurganlığı yüzünden düşmüşse bu hal babanın yardım nafakası almasına engel teşkil etmeyecektir.) nafaka yükümlüsü bu borcundan kurtulmayacaktır.
  • Borçlar Kanununa göre kişinin borcunu şahsen ifa etmesinde alacaklının bir menfaati yoksa o borç üçüncü kişi tarafından ifa edilebilir. Yardım nafakasına ilişkin borçta da alacaklının borcun şahsen ifasında ayrıca bir menfaati olmadığından borç üçüncü bir şahıs tarafından ifa edilebilir.
  • HMK m. 316’ya göre her çeşit nafaka davalarında basit yargılama usulü uygulanır. Dolayısıyla yardım nafakasına ilişkin davalarda da basit yargılama usulü uygulanacaktır.

Yardım Nafakası Şartları Nelerdir?

Yardım nafakası şartları arasında genel dava şartları ile beraber özel olarak düzenlenen şartlar yer almaktadır. Şartları ayrıntılı açıklayacak olursak;

  • Öncelikle belirtmek gerekir ki yardım nafakası talebi için usulüne uygun şekilde açılmış bir davanın olması gerekir. Bu dava yoksulluğa düşecek olan nafaka alacaklıları tarafından (altsoy, üstsoy veya kardeşler) açılabilir.
  • Yardım nafakası yükümlüleri altsoy, üstsoy ve kardeşlerdir. Yardım nafakası talep edilirken mirasçılıktaki sıra ilkesi göz önüne alınmalıdır. Yoksulluğa düşen taraf öncelikle altsoyundan sonra üstsoyundan en son kardeşlerinden yardım nafakası talep etmelidir.
  • Yardım nafakası şartları arasında en temel olanı şudur: İsminden de anlaşılacağı üzere yardım nafakasına hükmedilebilmesi için kişinin nafaka almadığı takdirde yardıma muhtaç hale gelmesi gerekir. Bu hususta ispat yükü yardım talep edendedir. Yani yardım nafakası isteminde bulunan kişi nafakaya hükmedilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğini, yardıma muhtaç hale geleceğini ispatlamalıdır.
  • Kardeşlerin yardım nafakasına ilişkin yükümlülükleri bolluk, varlık içinde olmalarına bağlıdır. Yani eğer kardeş varlık içinde değil ise o halde kardeşten yardım nafakası talebi mümkün olmayacaktır.

Yardım Nafakası Kime Verilir?

Yardım nafakası hakkında bilgi veren TMK m.364’e göre yardım nafakası talep edilebilecek olan akrabalar, altsoy, üstsoy ve kardeşlerdir. Dolayısıyla yardım nafakası anneye, babaya, anneanneye, babaanneye, büyükbabaya (daha ileri üstsoya), çocuklara, torunlara, torun çocuklarına (daha ileri altsoya), kardeşlere verilebilir. Ancak sayılan bu kişilere yardım nafakası verilebilmesi için kendilerinin nafakaya hükmedilmemesi halinde muhtaç duruma düşeceklerini ispat etmeleri gerekecektir.

Reşit Çocuğun Yardım Nafakası Talebi

Öncelikle belirtmek gerekir ki reşit çocuğa verilecek nafakayı iştirak nafakası ile karıştırmamak gerekir zira boşanma sürecinde geçici velayet kendisinde olmayan taraf müşterek çocukların bakımı hususunda diğer tarafla beraber yükümlü kılınmış bunun neticesinde de mahkeme tarafından tedbiren yardım nafakası hükmedilmiş olabilir. Tedbiren hükmedilen bu nafaka boşanma davası sonuçlanınca iştirak nafakası olarak ödenmeye devam etmektedir. İştirak nafakası yalnızca ergin olmayan çocuğa verilecek bir nafaka türüdür. Eğer ergin olmayan müşterek çocuğa iştirak nafakası ödenmesine hükmolunmuşsa bu nafaka da çocuğun ergin olması ile kendiliğinden sona erecektir. Yardım nafakasında ise ergin olmak nafaka talep etmeye engel bir durum değildir. Reşit çocuğun yardım nafakası talebi anneye babaya veya her ikisine birlikte açılacak bir dava ile ileri sürülebilir. Reşit çocuğa anne/babası tarafından zaten yardım ediliyor olması tek başına nafaka talebinin reddini gerektirecek bir husus değildir. Çünkü bu halde anne veya babanın yardımı, kendi istekleri doğrultusunda kesilebilmektedir. Anne veya babayı çocuğa yardım etmelerini zorlayacak bir durum yoktur. Dolayısıyla bu halde bile reşit çocuk anne ve babasından nafaka talep edebilmektedir. Yargıtay da bu konuda destekleyici bir karar vermiştir. İlgili ilamda şu hususlar yer almaktadır.

“…Davacılar reşit olup üniversite de okumaktadırlar. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların geçinmesi için gerekli nafakanın mahkemece hüküm altına alınması zorunludur. Davacının düzenli bir şekilde davalı babasından yardım almış olması, nafaka talebinin reddini gerektirmez. Zira nafaka yükümlüsü baba; kendi rızası ile ödeme yapmadığı takdirde, onu yardım etmeye zorlayan bir nafaka hükmü bulunmalıdır.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 22.01.2007 T., 2006/18804 E., 2007/17 K.)  

Yardım nafakasına ilişkin genel kural burada da geçerlidir. Reşit çocuk nafakaya hükmedilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğini ispat ettiği takdirde nafakaya hak kazanabilecektir. Bununla beraber ergin çocuk eğitimi sebebi ile de nafakaya hak kazanabilecektir. Eğitimine devam eden, yüksek lisans yapan, üniversite sınavına hazırlanan ergin çocuk anne babasından yardım nafakası talep edebilecektir. Anne ve baba eğitimi devam ettiği sürece çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Konuya ilişkin Yargıtay ilamı şu şekildedir:

“…Dava tarihinde davalının meslek yüksekokulundan mezun olup üniversiteye dikey geçiş yaptırdığı, halen Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi olduğu ve böylece eğitimini devam ettirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda reşit olan ancak halen eğitimi devam eden davalının TMK m. 328/2. Maddesinden yararlanmasına olanak bulunduğu anlaşılmaktadır.”   

Reşit olmayan çocuğun eğitiminin devam etmesi ile birlikte öğrencinin yeterli bir gelirinin de olmaması gerekir.

Reşit Çocuğun Yardım Nafakası Talep Dilekçesi

İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne

Davacı: A.A ( T.C. Kimlik No: __________)

Adres:

Davalı: B.B (T.C. Kimlik No: __________)

Adres:

Dava Konusu: Sayın Mahkemenizce yapılacak olan inceleme neticesinde müvekkil _______ ‘nin eğitiminin devam ettiği ve gelirinin olmaması sebebi ile anne ve babasından ayda _______ TL yardım nafakası almasına karar verilmesi istemimizden ibarettir.

Açıklamalar:

1. Müvekkilim _______, davalılar  ______ve _____’in müşterek çocukları olup, davalı baba ve anneleri İstanbul ______Aile Mahkemesi’nin _____/_____ Esas, _____/_____ Karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır.

2.  Müvekkilim _____bu süreç ve sonrasında eğitimine kaldığı yerden devam etmiştir. Eğitim sürecinde ulaşım, yemek, barınma ve eğitimi için gerekli kaynak ihtiyacını bir süre kendisi idame edebilmiş ancak sonrasında bu masrafları karşılayabilmesi mümkün olmamıştır.

3. Müvekkilim şu an ______ Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisidir. Anne ve babanın müşterek çocuklarının masraflarına katlanma yükümlülüğü çocuklar reşit olsa da devam etmektedir. Ancak davalı anne ______ve baba ______ bu yükümlülüklerini ihlal etmiştir. Sayın Mahkemece yapılacak olan incelemeler neticesinde iş bu hususlara ilişkin müvekkilim ______ adına yardım nafakasına hükmedilmesi talebimiz mevcuttur.

Hukuki Deliller

-İstanbul _______Aile Mahkemesi’nin _____/_____ Esas, ____/____ Karar sayılı boşanma kararı ve kesinleşme şerhi
-Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları,
-Tanık,
-Yemin,
-Yargılamanın işine yarayacak her türlü delil.

Netice ve İstem

Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen göz önünde tutulacak nedenler dâhilinde,

1.Müvekkilim _______ lehine anne ______ ve baba ______ aleyhine ______ TL yardım nafakasına hükmedilmesine

2.Gelecek yıllar için nafakanın  _______oranında artırılarak ödenmesine

3.Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraflarca ödenmesine

Sayın Mahkemenizce karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.

Davacı A.A imza

Çocuğa Yardım Nafakası Ne Zaman Kesilir?

Yukarıda da izah ettiğimiz gibi iştirak nafakası çocuk reşit olana kadar devam eder yani müşterek çocuk 18 yaşına geldiğinde nafaka yükümlüsünün nafaka ödeme borcu kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak yardım nafakasında durum farklıdır. Şöyle ki reşit çocuğa yardım nafakası belirli bir süreliğine değil ucu açık olarak verilir. Yani yardım nafakası nafaka yükümlüsü anne babanın yardım nafakasına ilişkin koşulların ortadan kalktığını açacakları davada ispat etmediği sürece ödemekle yükümlü olmaya devam ettikleri bir nafakadır.

Yardım Nafakası Hangi Durumlarda Kesilir?

Nafaka ödemekle yükümlü olan kişi ekonomik durumunun kötüleşmesi, ödeme gücünün zayıflaması veya tamamen ortadan kalkması halinde mahkemeden nafakanın azaltılması veya nafakanın kaldırılması talepli dava açabilir. Aynı şekilde nafaka alacaklısının ekonomik durumunun kötü olması halinden kurtulması ve geçimini kendi imkanlarıyla sağlayabilecek hale gelmesi ile nafakanın kesilebilmesi mümkündür.

Yardım Nafakası Miktarı

Yardım nafakasına karar verilirken belirli kriterler olmakla beraber aslında hakime bu konuda takdir yetkisi verilmiştir. Bu takdir yetkisi hiçbir koşula bakılmadan istenilen miktara hükmetmek şeklinde tezahür etmese de hakim kanunda sayılan hususları da göz önüne alarak bir yardım nafakası miktarı belirlemektedir. Mahkemece yardım nafakası hesaplama aşamasında şu hususlara dikkat edilmektedir:

  • Tarafların gelirleri
  • Gelirlerinin niteliği
  • Ekonomik koşullar
  • Hem nafaka yükümlüsünün hem nafaka alacaklısının ihtiyaçları
  • Orantılılık ve hakkaniyet ilkesi
  • Bilirkişi incelemesi
  • Reşit çocuk için eğitim durumu

Eğer yardım nafakası talebinde bulunan taraf gelecek yıllarda nafakanın belirli bir oranda arttırılmasını istiyorsa bu hususu mutlaka talep etmelidir. Aksi halde mahkeme re’sen nafaka miktarının gelecek her yılda şu oranda arttırılması şeklinde bir karar veremez.

Yardım Nafakası Dilekçe Örneği

İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine

Davacı: A.A (T.C. Kimlik No: _________)

Adres:

Davalı: B.B ( T.C. Kimlik No: __________)

Adres:

Dava Konusu: Müvekkilim baba ______ lehine aylık ______TL yardım nafakasına hükmedilmesine karar verilmesi talebidir.

Açıklamalar:

Müvekkilim A.A _______ tarihinde eşi ______ ile evlenmiş ve bu evlilikten _______ tarihinde müşterek çocukları B.B dünyaya gelmiştir.

  1. Müvekkilim A.A müşterek çocuk B.B’nin her türlü ihtiyacını karşılamak için yıllarca çalışmış ve B.B’nin her türlü talebini karşılamıştır. Müvekkilim; B.B doğduğundan bu güne kadar yaklaşık ____ yıl aralıksız çalışmış, çalışma karşılığı aldığı ücretin büyük bir kısmını çocuğu B.B’nin gelişimi, eğitimi için harcamıştır.
  2. Müvekkilimin çalışması ve B.B’nin eğitim masraflarını karşılaması sonucu B.B _____ Üniversitesi’nden mezun olmuş ve hâlihazırda ______ şirketinde çalışmaya başlamıştır.
  3.  Davalı B.B hâlihazırda çalıştığı _______ şirketinden ayda ______ TL ücret almaktadır. İşe başladığı tarihten itibaren müvekkilim ve eşinin yanından ayrılıp ayrı bir konuta yerleşmiştir.
  4. Müvekkilim ve eşi yaşları ve sağlık durumları sebebiyle çalışabilecek durumda değillerdir. Bu sebeple müvekkilim kendi temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.
  5.  Müşterek çocuk B.B aile birliğinin gerektirdiği yardımlaşma duygusundan tamamen uzaklaşıp kendi özel yaşantısını kurmuş ve anne babasının ihtiyaçlarını göz ardı etmiştir.
  6. Tüm bu izah edilen sebeplerden ötürü müvekkilim A.A lehine temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için davalı B.B aleyhine aylık ______ TL yardım nafakasına karar verilmesini saygılarımızla Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz.

Hukuki Deliller: TMK., HMK. , v.s. ilgili mevzuat

Netice ve İstem:

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;

  • Müvekkilim A.A lehine davalı B.B aleyhine aylık _____ TL yardım nafakasına hükmedilmesine,
  • Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.

Davacı A.A İmza

Yardım Nafakası Yargıtay Kararları

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, yardım nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "78.630,00 TL" olarak belirlenmiştir.
Temyize konu yardım nafakasının red edilen yıllık miktarı 18.000,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir. Açıklanan nedenle, davacının yardım nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7404 E., 2021/6624 K.)

 

Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle davacı çocuk reşit olup, iki yıllık meslek yüksek okulu mezunudur. Aynı zamanda, eğitimini 4 yıllık bir fakültede tamamlamak isteyerek, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesine de kayıt yaptırmıştır. Davanın açıldığı tarihte de 3. sınıf öğrencisi olarak eğitimine devam etmektedir. Meslek yüksek okulundan mezun olmakla birlikte, mesleğine uygun bir iş bulamamış; özel yeteneği nedeniyle düğünlerde müzik aleti kullanarak, cüzi bir miktar para kazanmaktadır. Kazandığı para, ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi, okulunun harç ve giderlerine de yetmemektedir. Bu durumda, davacı çocuğun davalı babanın yardımına ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Baba yoksulluğa düşmüş çocuğuna yardım etmek zorundadır. Çocuğun okulunu bitirip, bir işe girmesi, çocuğun yararına olduğu gibi, babanın da yararına bulunmaktadır. Şu halde, yerel mahkemece davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktarda yardım nafakasına hükmolunması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davacı çocuğun nafaka isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 13.3.2015, 2013/3-1627 E., 2015/1020 K.)

 

“Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi kendi emek ve geliri ile yaşamı sürdürmekten yoksun ise anılan yasa maddesinde sayılan kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Yardım nafakası takdir edilirken, yardıma muhtaç olana bakmakla yükümlü diğer kişilerin de gelir durumu araştırılmalıdır. TMK da belirtildiği üzere yardım edilmediği takdirde ilgili şahsın yoksulluğa düşecek olması da ön şartlardan biridir. Bu doğrultuda TMK. 4. Maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek yardım nafakasının takdir edilmesi gerekir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 04.03.2015 T., 2014/17296 E., 2015/3518 K.)

Kaynak:

Yargıtay Başkanlığı

Türk Medeni Kanunu