Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış (TMK 162)

hayata kast tmk 162

  • TMK 162 ile özel boşanma sebepleri arasındaki hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış düzenlenmiştir. Hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sayılan eylemlerin neler olduğu Yargıtay'ca belirlenmiştir. Bu sebeplerin kanunda tanımlanan şartlarının gerçekleşmesi halinde hakim evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını incelemeksizin boşanma kararı verebilir. 
  • Özel sebeplerin varlığı halinde verilen boşanma kararında davalı tam kusurlu sayılır ve nafaka ile tazminat talepleri buna göre değerlendirilir. Ayrıca mal rejimi ile ilgili olarak hakim tarafların pay oranlarını hakkaniyete uygun olarak azaltabilir veya kaldırabilir. 
  • TMK m. 162 uyarınca eşlerden her biri, diğeri tarafından hayatına kast edilmesi veya pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Bu davranışı tek başına ispatlaması boşanma davasında haklı çıkması için yeterlidir.

Hayata Kast Nedir?

Hayata kast, bir eşin diğerini öldürme niyetini hal, hareket ve eylemleriyle ortaya koymasıdır. Bu niyeti ortaya koyan eylemlerin ölümü sağlayıp sağlamayacağı önemli değildir. Fiil, öldürme teşebbüsü, intihara teşvik veya ölmemesi için alınması gereken önlemleri almamak şeklinde olabilir. Ancak tehdit teşkil edebilecek söylemler hayata kast kapsamında değerlendirilmez. Hayata kast, anlaşılacağı üzere, kasıtlı olabilecek bir davranıştır. Yani dikkatsizlik veya özensizlik ile hayati tehlike oluşturacak eylemlerde bulunmak hayata kast sayılmaz.

Pek Kötü Muamele Nedir?

Pek kötü davranış bir eşin diğerinin vücut bütünlüğüne veya sağlığına karşı gerçekleştirdiği her türlü saldırıyı ifade eder; darp etmek, eve kapatmak, aç bırakmak, ters ilişkiye zorlamak vb. Bu davranışları sadece bir kere gerçekleştirmiş olmak yeterlidir. Pek kötü davranışın zulüm ve işkence boyutunda olması şarttır; eşin bedensel ve ruhsal sağlığını bozacak ağırlıkta olması gerekmektedir. Pek kötü muamele sebebiyle açılan boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davalarında olduğu gibi kusur kıyaslaması yapılamaz; davacı eş ne kadar kusurlu olursa olsun, pek kötü muamelenin ispatlanması halinde boşanma bu sebepten gerçekleşir ve diğer taraf tam kusurlu kabul edilir.

Onur Kırıcı Davranış Nedir?

Onur, özsaygı ve izzetinefistir. Onur kırıcı davranışlar; hakaret etmek, iftira atmak gibi davranışlardır. Bu davranışların kasıtlı olarak yapılması gerekir ve kusur kıyaslaması yapılamaz; davacı eş ne kadar kusurlu olursa olsun, onur kırıcı davranışın ispatlanması halinde boşanma bu sebepten gerçekleşir ve diğer taraf tam kusurlu kabul edilir. Onur kırıcı davranışın davacının kişiliğine yönelmesi gerekir ve diğer eşe hakaret etmek, onu küçük düşürmek amacıyla yapılması gerekir. Örneğin kahvehanede karısının bakire olmadığını açıklamak, başka bir erkekle ilişkisini açıkça sürdürmek, eşinin peşinde hafiye dolaştırmak onur kırıcı davranışlardır. Davranışın şiddeti ağır olmalıdır. Eylemin tekrarı saldırıyı ağırlaştırır, ancan, tek eylemin boşanma sebebi olup olmayacağı hakim tarafından belirlenecektir.

TMK 162 Zamanaşımı

Hayata Kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranış sebebiyle açılacak boşanma davalarında eşin boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren 6 ay, her halde 5 sene geçmesiyle dava hakkı düşer. Bu demek olur ki eşin davranışını öğrenen taraf öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde boşanma davası açmazsa, artık bu eyleme dayanarak boşanma davası açamaz. Aynı şekilde, eylem 5 seneden daha eski bir zamanda gerçekleşmişse, örneğin altıncı senede diğer eşin o eylemi sebebiyle boşanma davası açılamaz. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir, yani karşı taraf bu yönde bir savunma yapmasa dahi hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. Tek eylemden ibaret boşanma sebeplerinde o olaydan itibaren başlayan tarih, devam eden eylemlerde en son eylemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren başlamış olur.

Boşanmada Affetmenin Sonuçları

Boşanma sebebini teşkil eden eylemi affetme halinde dava hakkı kaybedilir. Affın, diğer bir deyişle bağışlamanın varlığı için kayıtsız şartsız bir irade beyanının bulunması veya en azından affı açıkça gösteren fiili bir tutum veya davranışın gerçekleşmesi gerekir. Ancak ceza davasından veya şikayetten vazgeçmiş olmak affetmek anlamına gelmez.

Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış Sayılan Eylemler

Yargıtay içtihatları ile hangi durumlarda hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranışın var sayıldığı açıklanmıştır. Ancak her olay kendi özelinde değerlendirilecektir.

TMK 162 Yargıtay Kararları

Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur”. Görüldüğü üzere, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi ile hâkim tarafından evlilik birliğinin çekilmez hâle gelip gelmediği şartını araştırmaya gerek kalmaksızın, boşanma kararı verilebilecektir. Başka bir deyişle TMK'nın 162. maddesi mutlak bir boşanma sebebi olup bu maddenin üç ayrı boşanma sebebi saydığı söylenebilir. Şöyle ki, madde metninde geçen "hayata kast" ifadesi ile eşini öldürme girişiminde bulunmak, onu intihara zorlamak gibi eşlerden biri tarafından diğerinin hayatına karşı yapılmış acı sonuç doğuran davranışlar kastedilmektedir (Akıntürk/Ateş, s. 249; Dural, M./Öğüz, T./Gümüş, M.A: Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Şubat 2019, s.110). "Pek kötü davranış"; eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğünü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü davranışlardır. Dövme ve fiziksel şiddet uygulama, evden kovma, aç bırakma, anormal cinsel ilişkiye zorlama gibi davranışlar pek kötü davranışa örnek olarak gösterilebilir. İşlenen fiilin devamlılık arzetmesi zorunlu olmamakla birlikte pek kötü davranış eyleminin zülüm ve işkence boyutunda olması gerekmektedir (Gençcan, s.184). Eski Medeni Kanunu'nda yer almayan ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen "onur kırıcı davranış" ise , eşlerden birinin diğerine hakaret etmek, onu küçük düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır (Dural/Öğüz/Gümüş: Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Şubat 2019, s.111). Ayrıca her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın boşanma sebebi sayıldığı da bilinmelidir. Hemen belirtilmelidir ki, diğer eşin hayatına kast eden veya pek kötü ya da onur kırıcı davranışta bulunan eşin bunu kasten işlemesi ve ayırt etme gücünün bulunması gerekmektedir. Madde de sayılan her üç neden için de, kusursuz olan eşin dava hakkı iki hâlde düşer. Bunlardan biri kusursuz eşin, hayatına kastetmiş veya kendisine pek kötü veya onur kırıcı davranışta bulunmuş olan eşini affetmesi; diğeri ise altı aylık ve beş yıllık hak düşürücü sürelerin geçirilmiş olmasıdır. Hukuk Genel Kurulu, 20.06.2019,2017/2420 E., 2019/750 K.

TMK 162 Yargıtay Kararı

Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar yanında, davalı-karşı davacı kadının da birden fazla kez başkaları yanında ve ayrıca mesaj atmak suretiyle, eşine sen erkek misin, sen aynaya bakmıyor musun, kendini görmüyor musun, kuş beyinli, salak ve gerizekalı tarzı hakaretlerde bulunduğu ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de davacı-karşı davalı erkeğin davalı-karşı davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, dosya kapsamına yansıyan hakaret ve aşağılamaların sıklığı ile içerikleri ve ağırlığı dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğe onur kırıcı davranışta bulunduğu görülmekle, davacı-karşı davalı erkeğin de boşanma davasının (TMK m. 162) kabulü zorunlu hale gelmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 12.02.2019, 2018/196 E., 2019/929 K.

Yargıtay Kararı TMK 162

Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre davalı erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışı pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli değildir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 07.11.2018, 2018/115 E., 2018/12635 K.

TMK 162 İçtihat

Davacının dilekçesindeki açıklamalardan; davanın pek fena muamele ve onur kırıcı davranış (TMK m.162) sebebiyle boşanma davası olduğu açıktır. Hükmün gerekçesinde "davacı kadının ve çocukların sürekli olarak fiziki şiddet gördüğü, davalının kızına ve eşine sürekli küfrettiği" sabit kabul edilmiş, toplanan delillerden şiddetin sürekli olduğu, davalının eşine her kızdığında bir şeyler fırlattığı, eşyaları kırdığı, arabasını yakmaya kalktığı, eşi ve kızına sürekli sinkaflı küfür ettiği anlaşılmıştır. Süreklilik gösteren fiziki şiddet "pek fena muamele" oluşturur. Bu durumda kadının davası bakımından, Türk Medeni Kanununun 162. maddesinde yer alan boşanma sebebi oluşmuştur. Yargıtay Hukuk Dairesi, 07.03.20162, 2015/13666 E., 2016/4293 K.

Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış Sayılmayan Eylemler

Eşlerin birbirini kasten öldürme amacıyla yapmadıkları davranışlar hayata kast kapsamına girmez. Dolayısıyla ne kadar ciddi boyutta olursa olsun öldürme tehditi hayata kast kavramına girmez. Öldürme niyeti yoksa, hayati tehlike yaratılmış olsa bile hayata kast sebebiyle boşanmaya karar verilemez.

Kaynak: Yargıtay