Hukuka Aykırı Delil

Hukuka aykırı delil, hukuka aykırı yollardan elde edilmiş delillerdir. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller davada kullanılamaz. Kullanılsa dahi mahkeme hükmüne esas alınamaz. Hatta hukuka aykırı delil Türk Ceza Kanunu'nda suç teşkil eder. Delillerin hukuka uygunluğu, avukatın en önemli görevidir.

Mahkemede Delil Olarak Neler Kullanılır?

Mahkemede kullanılan deliller, kesin delil ve takdiri deliller olarak ikiye ayrılır.

  • Kesin deliller tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı delillerdir. Hakimin bunlar üzerinde takdir yetkisi yoktur. Kesin deliller ikrar, senet, yemin ve ilam olabilir. 
  • Takdiri deliller hakimin serbestçe değerlendirdiği delillerdir. Kanunda düzenlenmemiş deliller, senet dışındaki belgeler, tanık beyanları, bilirkişi raporu, keşif ve hukuki mütalaa.

Tanık Beyanı

Tanık beyanları takdiri delil olup hakim tarafından serbestçe takdir edilirler. Tanık beyanlarının bizzat vakıalara birebir şahitliği içermesi gerekir. Duyuma dayalı tanık beyanları mahkeme hükmüne mesnet teşkil edemez.

Mahkeme Bilirkişisi Görüşü

Mahkemece bilirkişilerden rapor alınabilir veya bilirkişi duruşmada dinlenebilir. Bu inceleme hakimin serbestçe takdir edeceği delillerdendir. Yani bilirkişinin yazdığı rapor mahkemenin verdiği kararın tam tersi olabilir.

Keşif İncelemesi

Keşif, hakimin bizzat katılarak gerçekleştirdiği yerinde incelemedir. Dava konusu ne ise ve incelenmesi gerekiyorsa, keşif yapılır. Keşif incelemesi takdiri deliller arasında yer alır.

Hukuki Mütalaa – Uzman Görüşü

Tarafların uzmanlardan alacağı görüşlerin mahkeme dosyasına sunulması mümkündür. Takdiri deliller arasında olan görüşler, hakimin serbest olarak değerlendireceği türde delillerdendir.

Hukuka Aykırı Delil Nedir?

Tarafların davayı kazanmak için delil sunmaları gerekir. HMK 189 uyarınca  taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat haklarını kullanmak zorundadır.

Hukuka aykırı delil, tarafların ispat hakkını kullanırken hukuka uygun olmayan yollardan delil elde etmesi demektir.

Hukuka aykırı bir şekilde elde edilen deliller iddia veya savunmaların ispatı olarak kullanılamazlar. Kullanılsa dahi mahkeme hükmünde dikkate alınamazlar.

Mahkemece bir delilin hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediğine ilişkin re’sen değerlendirme yapılmalıdır. 

Anayasanın m. 38/f.6 hükmüne göre; “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.”

Benzer şekilde HMK m. 189/f.2 hükmü uyarınca; “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.”

Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Delil

Hukuka aykırı boşanma davası delillerine aşağıdaki örnekler verilebilir:

  • Gizlice fotoğraf çekme
  • Gizlice görüntü kaydetme
  • Gizlice mesajları kaydetme
  • Gizlice telefon dinleme
  • Gizlice mektupları okuma
  • Gizlice belgeleri ele geçirme
  • Ortak yaşam alanına eşlerden birinin diğerine haber vermeksizin yerleştirdiği cihazlar ile elde edilen ses ve görüntüler (örneğin, eşinin ofisine gizlice yerleştirilen görüntü kayıt cihazı ile sadakatsizlik ispat etmeye çalışan eşin aldığı kayıtlar)
  • Telefonda casus program ile elde edilen veriler
  • Böcek ile elde edilen veriler

Hukuka Aykırı Delil ve Türk Ceza Kanunu

Mahkeme dosyasına boşanmada aldatma delilleri şeklinde sunulan deliller sebebiyle aşağıdaki suçların oluştuğu iddia edilebilir:

Nitekim eşlerin birbirlerine karşı özel hayat alanları bulunur ve bu alanın ihlali cezayı gerektirir.

Ayrıca boşanma davasında 3'üncü bir kişinin özel hayatını veya kişisel verilerinin ihlal edilmesi de üçüncü şahsa karşı suç oluşturur.

Hukuka Aykırı Delil Yargıtay Kararları

Yargıtay’a göre kişilerin özel hayatlarının gizliliğini ihlal eden delillerin kullanımı hukuka aykırıdır. Ancak bunu her somut olayda ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Boşanma davası özel hayatı ilgilendirir. Yine de boşanma davası gibi özel bir konu da olsa çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş deliller hukuka aykırdır. Hukuka aykırı deliller herhangi bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. 

Boşanmada Hukuka Aykırı Delil ve Anayasa Mahkemesi

Yargıtay bir zamanlar ‘hukuka aykırı yollardan elde edilen delilerin boşanma davalarında delil vasfının, kişinin dayandığı vakıaları başkaca bir yolla ispatlamasının mümkün olup olmadığı hallerinin gözetilerek değerlendirilmesi gerektiği’ yönündeki karar vermekteydi. 

14 Ekim 2021 Tarihli ve 31628 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07.09.2021 tarihli, 2018/30296 sayılı karar ile Anayasa Mahkemesi, Yargıtay kararlarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Buna göre;

“Somut olayda başvurucunun hangi kişisel verilerinin elde edildiği, bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı, verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususlarında hiçbir araştırma yapılmadığı gibi gerekçede başvurucunun bu iddialarının hangi sebeplerle karşılanmadığı konusunda bir açıklama bulunmadığı da görülmüştür…
…Derece mahkemelerinin eşlerin birbirlerine karşı özel hayat alanlarının bulunmadığı sonucunu doğuracak mahiyette yaklaşımının anayasal güvencelere aykırı olduğu açıktır…
…Dolayısıyla yargılama sürecinde olayın aydınlatılmasına yönelik esaslı iddiaların araştırılmaması, bu suretle kovuşturmanın derinleştirilmemesi, yasal dayanağı gösterilmeyen gerekçelerle sonuca ulaşılması nedeniyle anayasal hakları güvence altına alacak şekilde etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğüne uygun hareket edildiği söylenemeyecektir.”

Anayasa Mahkemesi böylece şu kararları almıştır: İlk derece mahkemesinin hangi kişisel verilerin elde edildiği, bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı ve verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususunda inceleme yapmaksızın verdiği beraat kararı Anayasal haklara aykırıdır.