Tasarrufun İptali Davası

İcra takibi yoluyla borçludan alacağını tahsil edemeyen alacaklılara, borçlunun mal kaçırmak için yapmış olduğu bağışlamalar ve hileli tasarrufların iptal ettirebilmesi için, dava hakkı tanınmıştır. İcra İflas Kanunu’nun 277 ila 284. maddelerinde düzenlenen bu davaya “tasarrufun iptali davası” denir.

İİK 277 uyarınca, tasarrufun iptali davasının amacı, alacaklıların tatmin edilmesini sağlamaktır. Davacı alacaklı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisini elde eder.

Tasarrufun İptali Davası Şartları Nedir?

Tasarrufun iptali davası şartları:

  1. Alacaklı ile borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisi mevcut olmalıdır.
  2. Borçlu hakkında kesin veya geçici aciz vesikası olmalıdır. Ancak aciz vesikası davanın her aşamasında sunulabilir.
  3. Borçlu hakkında başlatılan bir icra takibi bulunmalı ve kesinleşmiş olmalıdır.
  4. İptal edilmek istenen tasarruf, İİK uyarınca iptale tabi bir tasarruf olmalıdır.
  5. İptali istenen tasarruf, icra takibi konusu olan borcun doğumundan önce yapılmış olmalıdır.

Hangi Tasarruflar İptale Tabidir?

İcra İflas Kanunu, borçlunun iptale tabi tasarruflarını üç grup altında düzenlemektedir. İİK’da sayılan iptal edilebilecek tasarruflar tahdidi olarak sayılmış değildir.

Bir tasarrufun iptale tabi olması için, tasarrufun, davacı alacaklının alacağının doğumundan sonra yapılmış olması gerekir.

İflastaki iptal davalarında ise tasarrufun, iflas masasına kabul edilmiş olan alacaklardan en eskisinin doğduğu tarihten sonra yapılmış olması gerekir.

  1. İvazsız Tasarruflar (İİK m.278)

Bağışlamalar ve karşılıksız tasarruflar: Alışılmış hediyeler ayrık olmak üzere, borçlunun (veya müflisin) son 2 yıl içinde yapmış olduğu bütün bağışlamalar ve karşılıksız tasarruflar.

Bağışlama hükmünde sayılan tasarruflar:

  1. Yakın hısımlar arasındaki tasarruflar
  2. Borçlunun karşılık olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği tasarruflar
  3. Borçlunun kendisine veya üçüncü bir kişi menfaatine, ömür boyu gelir veya intifa hakkı tesis ettiği sözleşmeler ve ölünceye kadar bakma sözleşmeleri

 

  1. Aciz Halinde (borca batık durumda) İken Yapılan Tasarruflar (İİK m.279)

Borçlunun son 1 yıl içinde aciz halinde iken yapmış olduğu İİK m. 279’da sayılı tasarruflar:

  1. Borçlunun teminat göstermediği evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu için yapılan rehinler
  2. Para veya mutat ödeme vasıtalarından hariç bir yollan yapılan ödemeler
  3. Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler
  4. Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler

 

  1. Hileli Tasarruflar (zarar verme kastından dolayı iptal) (İİK m.280)

Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemlerdir.

Borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir.

Borçlunun karı veya kocasının, altsoy veya üstsoy ile üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının, evlat edineni veya evlatlığının borçlunun mali durumunun ve mal kaçırma kastı ile işlem yaptığını bildiği farz olunur. Ancak, bu kişiler borçlunun mali durumunu ve alacaklılara zarar verme kastını bilmediklerini ispatlayabilirler.

Tacir olan borçlular için özel bir düzenleme yapılmıştır. Borçlu olan tacir, ticari işletmesinin önemli bir kısmını, işyerindeki ticari mallarının tamamını veya önemli bir kısmını devretmiş veya satmış olabilir. Bu halde borçlu/tacirin, alacaklılarına zarar verme kastı ile hareket ettiği kabul edilir. Ancak bu karine çürütülebilir.

Tasarrufun İptali Davası Hangi Durumlarda Açılır?

Tasarrufun iptali davası, hakkında icra takibi yapılan borçlunun, aslında geçerli bir şekilde yapılmasına rağmen iptale tabi bir tasarrufun bulunması durumunda açılır. Bu tasarruflar, borçlunun mallarının haczinden veya iflasından önce, alacaklılarından mal kaçırmak için yaptığı bağışlamalar ve şüpheli tasarruflardır.

Tasarrufun iptali şartları sağlandığı takdirde ilgili tasarrufların iptali için dava açılması mümkün olacaktır.

Tasarruflar Nelerdir?

  • Borçlunun son iki yıl içinde yapmış olduğu bağışlamalar ve karşılıksız tasarruflar. Yeni yıl, doğum günü ve evlenme gibi nedenlerle alışılmış hediyeler iptale tabi değildir. Bunun için, bu hediyelerin, alışılmış olan miktarı aşmaması gerekir.
  • Borçlunun son iki yıl içinde yapmış olduğu bağışlama hükmünde sayılan tasarruflar.
  • Borçlunun son bir yıl içinde aciz halinde iken yapmış olduğu tasarruflar.
  • Borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla yapmış olduğu tasarruflar. Örneğin, borçlunun, borcunu ödememek için taşınır veya taşınmaz bir malını ya da alacağını üçüncü bir kişiye devretmesi veya mirası reddetmesi.

Tasarrufun İptali Davası Sonucunda Ne Olur?

Tasarrufun iptali davası ile malın mülkiyeti davalıdan alınarak borçluya verilmez, sadece alacaklı malın bedelinden alacağını elde etme yetkisini kazanır.

  • Hacizdeki iptal davasının kabulü kararı ile dava konusu olan mal borçlunun mülkiyetine geri dönmez. Yalnız iptal edilen tasarruf, iptal davasını açmış ve kazanmış olan alacaklıya kaşı hüküm ifade etmez. İptal davasını kazanan alacaklı, tasarruf konusu mal sanki borçlunun mülkiyetindeymiş gibi, o malı haczini ve satışını isteyebilir.

Davacı alacaklı lehine haczedilip satılan malın bedeli, ilk önce davacının alacağının ödenmesine tahsis edilir. Geriye para artarsa bu para davalı 3. kişiye geri verilir.

İptal davasını kaybeden davalı 3. kişi, borçlu ile yaptığı ve iptal edilmiş olan tasarruf uyarınca borçluya karşılık olarak verdiği şeyi veya bedeli borçludan geri isteyebilir.

  • İflastaki iptal davasının kabulü kararı üzerine dava konusu mal, müflise aitmiş gibi iflas masasına alınır, iflas dairesi tarafından satılır. Satış bedeli ise bütün iflas alacaklarının ödenmesine tahsis olunur.

Tasarrufun İptali Davası Nasıl Düşer?

İcra İflas Kanunu’nda tasarrufun iptali davası zamanaşımı süresine değil, hak düşürücü süreye tabi kılınmıştır. İİK m.284’e göre iptal davası, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl geçmekle düşer. Dolayısıyla tasarrufun yapılmasından itibaren 5 yıl içinde iptal davasının açılması zorunludur. Aksi halde tasarrufun iptali davasını açılması mümkün olamayacaktır.

İİK m. 278 ve m. 279’da öngörülen iki ve bir yıllık süreler ise, tasarrufun iptale tabi olması süreleridir. Yani, tasarruf iki yıl veya bir yıl içinde yapılmışsa, iptale tabi olacaktır. Böyle bir tasarrufun iptali için, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde, iptal davası açılması gerekecektir.

Tasarrufun İptali 5 Yıllık Süre Ne Zaman Başlar? 

İİK m.284 uyarınca; “İptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer.” İlgili hükme bakıldığında tasarrufun iptali için 5 yıllık süre iptal edilen tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren başlar.

Tasarrufun İptali Davasında 3. Kişi Kimdir?

Tasarrufun iptali davasında, borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacı ile 3. kişilerle yapmış olduğu işlemlerin hükümsüz sayılması talep edilmektedir. Bu sayede borçlunun elden çıkardığı mal varlıkları üzerinde alacaklının cebri icra yolu ile alacağını elde edilmesi sağlanmaktadır.

Görüldüğü üzere, tasarrufun iptali davasında 3. kişi, lehine iptale tabi tasarruf yapılan kişidir. Yani hakkında icra takibi başlatılan ve kesinleşen borçlunun, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapmış olduğu tasarruf işleminin diğer tarafını ifade eder. Üçüncü kişi, tasarrufun iptali davasında borçlu ile birlikte davalı konumundadır.

Tasarrufun iptali davası iyiniyetli 3. kişi bakımından özel bir düzenleme içermektedir.

İİK m. 278’deki bağışlamalarda, kendisine bağışlama yapılan üçüncü kişi iyiniyetli ise, üçüncü kişi yalnız dava zamanında elinde bulunan miktarı geri verir.

Ayrıca, iyiniyetli dördüncü kişi bakımından da ayrı bir düzenleme yapılmıştır. İlgili hükme göre, üçüncü kişi, iptale tabi tasarruf ile iktisap ettiği malı veya hakkı iyiniyetli dördüncü bir kişiye devretmişse bu kişi aleyhine iptal davası açılamaz. Bu halde davacı, üçüncü kişinin tazminata mahkum edilmesini talep eder.

Tasarrufun İptali Davasında Arabuluculuk Şart Mı?

Hukukumuzda tüketici uyuşmazlıklarında, ticari davalarda ve iş hukukunda zorunlu arabuluculuk öngörülmüştür. Tasarrufun iptali davası, zorunlu arabuluculuk kapsamında olan bir dava olmadığından arabuluculuk şart değildir.

Muvazaa Nedeniyle Tasarrufun İptali Davası

Tasarrufun iptali davası ile muvazaa nedeniyle iptal davası birbirinden farkı davalardır. Tasarrufun iptali davası İcra İflas Kanunu’nda; muvazaa nedeniyle iptal davası ise Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmektedir. Her iki dava da hileli işlemlerin iptal edilmesini içermektedir. Ancak aralarında farklılıklar bulunmaktadır.

Muvazaa nedeniyle iptal davası için bir icra takibi yapılmış olmasına gerek yoktur. Muvazaalı işlem, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerini saklayarak görünüşte bir hukuk işlem yapmasını ifade eder. Burada borçlunun üçüncü kişilerle yapmış olduğu tasarruf işleminin muvazaalı olduğunun tespiti talep edilir.