Boşanmada İspat ve Deliller
Boşanma davasında tarafların üzerinde anlaşamadıkları vakıaları ispat etmeleri gerekmektedir. Boşanmada ispat ve deliller boşanma davasının esasını oluşturur. Boşanmada ispatın konusunu dava konusu ihtilafın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. Taraflar, çekişmeli olan konuların ispatı için delil göstererek mahkemenin kanaatinin talepleri yönünde oluşmasını amaçlar. İspat hakkı, HMK 189 ile düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat haklarını kullanmak zorundadır.
Boşanma Davalarında İspat Yükü
Kural olarak, boşanma davalarında ispat yükü kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Boşanma davalarında taraflar haklarını dayandırdıkları olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İspat yükü, kural olarak, iddia edilen vakıaya ve olaya dayalı olarak kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. İspat yükünün hak iddia edende olmasına, diğer bir deyişle somut vakıayı ileri süren ve ispatla yükümlü olan tarafın faaliyetine asıl ispat denir.
Buna karşılık olarak, ilk iddiayı ileri sürenin haksız olduğunu ve iddiasının doğru olmadığını ispata yarayan faaliyete karşı ispat denir. Dolayısıyla, bir iddianın ispatlandığı gibi olmadığı karşı ispat araçları ile ortaya konabilir.
Ayrıca, kesin olmayan karine söz konusu ise, karine ile kabul edilen durumun aksine kanaat oluşturmak için durumun aksini ispat gerekebilir. Bu, karine gereği ispat olunmuş sayılan vakıanın öyle olmadığını yani aksini ispat etmek şeklinde yer alır.
Boşanma Davalarında İspatın Konusu: Kusur
Boşanma davalarında taraflar kusurun diğer eşte olduğunu ispat etmeyi amaçlayarak, delillere dayanmak suretiyle mahkemeyi lehe karar vermeye ikna etmeye çalışırlar. Diğer eşin eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin bittiğini ispatlamak gerekir.
Bunun için kusur kabul edilen vakıaların tek tek belirlenmesi ve ispat araçları ile açıkça ortaya çıkarılması gerekmektedir. Nitekim, mahkemece davanın sonunda alınan kararların tek tek gerekçelendirilmesi ve hangi nedene dayalı olarak verildiği açıklanması zorunludur. Bu husus, Anayasa’nın 141/3. maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gerektiği hükmüne bağlanmıştır.
Birden fazla boşanma davası bulunması halinde, yani ilk boşanma davasını açan eşe karşı diğer eş bir karşı dava açmış ise, mahkemece tek bir kusur belirlemesi yapılır.
Mahkeme, boşanma davasında elde edilen deliller ve dinlenen tanıkları değerlendirerek kusur kıyaslaması yapmak suretiyle boşanma hakkında kanaatini oluşturur. Hangi eş diğer eşin daha kusurlu olduğunu ispatlayabilmiş ise, o eş lehine karar açıklanır. Bu husus çekişmeli boşanma davalarında şiddetli geçimsizlik (evlilik birliğinin temelinden sarsılması) (TMK m.166) nedenine dayanılması halinde söz konusu olur. Hani boşanma sebebi esasen şiddetli geçimsizliğe neden olmuştur, bu araştırılır. Özel boşanma sebeplerine dayalı ikame edilen boşanma davalarında, kusur kıyaslaması yapılmaz. Zira özel sebebin varlığı boşanma kararı verilmesi için yeterlidir. Özel sebepli boşanma davaları; zina, hayata kast, pek kötü davranış, onur kırıcı davranış, küçük düşürücü suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır.
Kusur belirlemesinde tarafların usulüne uygun şekilde dayandığı tüm deliller toplanmalıdır; delillerin toplanmaması halinde mahkemece verilen karar istinaf veya temyiz aşamasında bozulacaktır.
Hemen belirtmek gerekir ki, çekişmeli boşanma davası sırasında tarafların sulh olarak anlaşma protokolü sunmaları, kusur olduğuna karine teşkil etmez.
Boşanma Davasında Kusur Ölçüleri
Boşanma davasında mahkemece eşlerin kusur ölçüleri belirlenerek boşanmaya karar verilir. Buna göre eşlerin kusurları 5 gruba ayrılır:
-
Kusursuz eş
Boşanma davasını açma hakkı kusursuz ya da az, eşit veya fazla kusurlu eşindir. Kusursuz eş boşanmayı istemiyorsa, karşı tarafın açtığı boşanma davası reddedilir. Boşanma davasının kabul edilmesi halinde, kusursuz eş aleyhinde maddi veya manevi tazminata karar verilemez. Kusursuz eş nafaka ödemek durumunda kalabilir.
-
Az kusurlu eş
Az kusurlu taraf, diğer eşten tazminat isteyebilir. Bir eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı durumlarda maddi ve manevi tazminat istenebilir. Nafaka için kusur aranmaz.
-
Eşit kusurlu eş
Eşit kusur bulunması halinde eşlerden herhangi biri diğerine maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda değildir.
-
Ağır kusurlu eş
Ağır kusurlu eş diğerine maddi ve manevi tazminat ödeyebilir. Ağır kusurlu eş tazminata hak kazanamaz.
-
Tam kusurlu eş
Tam kusurlu eşin açtığı boşanma davası reddedilir. Kimse kendi kusuruna dayanarak hukuken korunan bir hak elde edemez. Tam kusurlu eş diğerine maddi ve manevi tazminat ödeyebilir.
Boşanma Davasında Delil Olmazsa Ne Olur?
Boşanma davasında taraflarca getirilme ilkesi gereği, usulüne uygun dayanılmayan vakıalar kusur olarak yüklenemez. Mahkeme ancak tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakıalara ilişkin inceleme ve değerlendirme yapabilir. Dava veya cevap dilekçesinde dayanılmayan vakıaların karşı tarafa kusur olarak atfedilebilmesi hukuken mümkün değildir. Ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun bir biçimde ileri sürülmemiş olan vakıalar mahkemece kendiliğinden inelenemez ve hatta hâkim bu hususlarda hatırlatmada dahi bulunamaz. Tarafların dayanmadığı vakıaların hükme esas alınması hukuken mümkün değildir.
Boşanma Davasında Somutlaştırma Yükü
HMK m. 194’te öngörülen hükme göre, taraflar, dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdır. Buna göre tarafların dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla boşanma avukatı veya eşler dilekçelerinde dayandıkları vakıaları yer, zaman ve oluş şekli açısından belirgin duruma getirmek yükümlülüğündelerdir. Aksi halde, delilleri hükme mesnet oluşturamayacaktır.
Boşanma Davasında Deliller Ne Zaman Sunulur?
Boşanma davasında teksif ilkesi gereği, Teksif ilkesi, tarafların iddia ve savunmalarını ve bunlara ilişkin delillerini yargılamanın belli bir aşamasına kadar mahkemeye sunabileceklerini ifade eder. Buna göre boşanma davasında taraflar ön inceleme aşamasına geçene kadar dilekçeleri ile tüm iddia ve savunmalarını ve bunları ispata yarayan araçlarını mahkemeye sunmalıdırlar. Ön inceleme duruşmasında mahkemee taraflara dilekçelerinde gösterdikleri fakat henüz mahkemeye sunmadıkları delillerini sunmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bunun yerine getirilmesinden sonra tahkikat aşamasında ancak ıslah veya karşı tarafın açık muvafakati halinde iddia veya savunma genişletilebilir veya değiştirilebilir. Ön incelemeden sonra verilen 2 haftalık süre içerisinde o delil sunulmamış ise o delile dayanmaktan vazgeçildiği kabul edilir.
Boşanma Davasında Delil ve İspatta Dikkate Edilmesi Gereken Hususlar
- Boşanma davasında görgüye dayanmayan tanık beyanları kusur belirlenmesinde esas alınamaz. Tanıkların vakıaları özellikle kendi gözleriyle görmesi, kulakları ile işitmesi gerekmektedir. Duyumdan yola çıkarak edinilen bilgileri tekrar eden tanıkların beyanları mahkeme hükmüne mesnet teşkil etmez. Soyut tanık beyanları, aktarıma dayalı tanık beyanları hükme esas alınamaz.
- Hukuka aykırı nitelikteki deliller kusur belirlemesinde hükme esas alınamaz.
- Feragat tarihinden önceki olaylar kusur belirlemesinde hükme esas alınamaz. Feragatten sonra yeni bir olayın varlığı iddia ve ispat edilmelidir. Feragat boşanma davası öncesindeki olayların affedilmiş veya en azından hoş görülmüş olduğunu gösterir.
- Terk ihtarı çeken eşin ihtar tarihinden önceki olayları affetmiş veya hoş görmüş olacağı kabul edilir. Terk ihtarından önceki olaylar kusur belirlemesinde dikkate alınamaz.
- Barışma tarihinden önceki olaylar affedilmiş veya hoş görülmüş sayılır. Bu olaylara dayanarak kusur belirlemesi yapılamaz. Taraflar bir araya gelerek yeniden birlikte yaşamaya başlamışlarsa, çocuk yapmışlarsa, dava açıldıktan sonra hala zorunlu sebep olmamasına rağmen birlikte yaşamaya devam etmişler ise, bu barışma olarak kabul edilir.
- Üzerinden uzun zaman geçmişse olaylar kusur belirlemesinde hükme esas alınamaz. Bir olayın ardından evlilik birliği uzun bir süre devam ettiriliyorsa, bu süre örneğin birkaç yıl ise, bu olay evlilik birliğinin sona ermesinde etkin olarak kabul edilmez. Olaylardan sonra evlilik birliği sürdürülmüşse bu olaylar kusur belirlemesine katılmaz.
- İspat edilemeyen vakıalar kusur belirlemesinde dikkate alınmaz.
- Dava tarihinden sonra gerçekleşen vakıalar kusur belirlemesinde dikkate alınamaz. Dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylar ancak yeni bir boşanma davasının konusu yapılabilir.
- Bilgi dışında gerçekleşen, elde olmayan sebepler ile gerçekleşen vakıalar veya iradi olmayan olaylar kusur belirlemesinde dikkate alınamaz.
- Yemin (HMK m. 225-239) ve ikrar (HMK m. 188) kusur belirlemesinde boşanma davası kapsamında dikkate alınamaz. Yemin ve ikrar boşanma davası hakimini bağlamaz.
Boşanma Davalarında Neler Delil Olabilir?
Türk hukukunda deliller kesin delil ve takdiri deliller olarak ikiye ayrılır. Kesin deliller tarafları ve hâkimi bağlayıcı delillerdir; hakimin bunlar üzerinde takdir yetkisi yoktur. Kesin deliller ikrar (HMK m. 188), senet (HMK m. 199-224), yemin (HMK m. 225-239) ve ilam (HMK m. 303) olarak 4 grupta toplanır.
Takdiri deliller hakimin üzerlerinde takdir yetkisinin bulunduğu kesin olmayan delillerdir ve 6’ya ayrılır: kanunda düzenlenmemiş deliller (HMK m. 192), senet dışındaki belgeler (HMK m. 199), tanık beyanları (HMK m. 240 - 265), bilirkişi raporu (HMK m. 266 - 287), keşif (HMK m. 288 - 292) ve hukuki mütalaa (HMK m. 293).
Boşanma davasında niteliği gereği mahkeme, delilleri serbestçe takdir etme yetkisini haizdir. Keza, bazı deliller boşanma davasında hâkimi bağlayıcı özellikte değildir. Örneğin, boşanma davasında gerçekleşen ikrarlar hâkimi bağlayıcı değildir.
Boşanma Davasında Hukuka Uygun Deliller
HMK m. 189/2 hükmü uyarınca, hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller hâkim tarafından dikkate alınamaz; hukuka aykırı deliller mahkeme kararına mesnet oluşturamaz. Sadece hukuka uygun deliller ile ispatlanmış vakıalar mahkeme kararına mesnet oluşturabilir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmeyen deliller bakımından, özel hayatın gizliliği kapsamına giren not defteri, günlük ve mektuplar, fotoğraflar vb. kişinin eşiyle birlikte yaşadığı ortak konutta bulunmuş ise hukuka uygun delil olarak vasıflandırılır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 12 hükmü uyarınca kimsenin özel yaşamına, aile konutuna, haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz. Herkesin bu ve buna benzer hakları kanun ile korunmalıdır. Bu doğrultuda herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Bu haklara ancak ve ancak usulüne uygun hakim kararı alınmak sureti ile milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla müdahale edilebilir.
Çekişmeli Boşanmada Deliller Neler Olabilir?
Deliller, tarafların iddia ettikleri vakıaları ispat aracı olduklarından, çekişmeli meselelerin delil ile ispat edilmesi gerekir. Boşanma davasında hukuka uygun deliller aşağıda sayılmıştır:
-
Tanık Beyanı
Tanık beyanı boşanmada en önemli delillerdendir. Tanık beyanları takdiri delil olup hakim tarafından serbestçe takdir edilirler. Tanık beyanların bizzat vakıalara birebir şahitliği içermesi gerekir. Duyuma dayalı tanık beyanları mahkeme hükmüne mesnet teşkil edemez.
-
Mahkeme Bilirkişisi Görüşü
Mahkemece bilirkişilerden rapor alınabilir veya bilirkişi duruşmada dinlenebilir. Bu inceleme hakimin serbestçe takdir edeceği delillerdendir.
-
Keşif İncelemesi
Keşif, hakimin bizzat katılarak gerçekleştirdiği yerinde incelemedir. Keşif incelemesi boşanma davasında hakimin başvurabileceği takdiri deliller arasında yer almaktadır.
-
Hukuki Mütalaa – Uzman Görüşü
Tarafların uzmanlardan alacağı görüşlerin sunulması mümkündür. Takdiri deliller arasında olan görüşler, hakimin serbest olarak değerlendireceği takdiri delillerdendir.
-
Haberli Olarak Yerleştirilen Cihazlar İle Elde Edilen Deliller
Eşlerin ortak konuta veya yaşam bölgelerine ses ev görüntü kayıt cihazı yerleştirmesi olağandır. Daha çok güvenlik sebebiyle böyle önlemler alan eşler, boşanma davası söz konusu olduğunda bu gibi verileri delil olarak kullanabilmektedir. Ortak yaşam alanına eşlerin birbirine haber e bilgi vermek suretiyle yerleştirdiği tüm ses ve görüntüler hukuka uygun elde edilen delil statüsünde kabul edilir. Dolayısıyla boşanmada ses kaydı delil olur mu şeklinde inceleme, ses kaydının ne şekilde alındığına bağlıdır.
-
Kayıt Yapıldığı Bilgisi Verildikten Sonra Elde Edilen Deliller
Eşlerin kullandığı iletişim cihazlarında kendilerine kayıt yapıldığı uyarısı yapıldıktan sonra elde edilen ses ve görüntüler hukuka uygun olacaktır. Örneğin, telefon kaydı almak isteyen kişi, “konuşmalarımız kayıt altındadır” dedikten sonra diğer eş bu kayıtta elde edilen verilerin hukuka aykırı delil olduğunu iddia edemeyecektir.
Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Olarak Elde Edilmiş Deliller
Taraflar hukuka aykırı bir şekilde elde etmiş oldukları delilleri iddia veya savunmalarının ispatı olarak kullanamazlar ve bu şekilde elde edilmiş olan deliller mahkemece hüküm verilirken dikkate alınamazlar.
Mahkemece bir delilin hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediğine ilişkin re’sen değerlendirme yapılmalıdır. Taraflar bir delilin hukuka aykırı olduğunu iddia etmese dahi mahkemece bunun tespiti gerekir.
Anayasanın m. 38/f.6 hükmüne göre;
“Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.”
Benzer şekilde HMK m. 189/f.2 hükmü uyarınca;
“Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.”
Yargıtay’a göre kişilerin özel hayatlarının gizliliğini ihlal eden delillerin kullanımı hukuka aykırıdır. Ancak bunu her somut olayda ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Boşanma davası özel hayatı ilgilendirir. Ancak yine de boşanma davası gibi özel bir konu da olsa çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş deliller hukuka aykırılık teşkil eder. Hukuka aykırı deliller herhangi bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Boşanma Davasında Yasak Deliller Nelerdir?
Hukuk dışı delillere aşağıdaki örnekler verilebilir:
- Gizlice fotoğraf çekme
- Gizlice görüntü kaydetme
- Gizlice mesajları kaydetme
- Gizlice telefon dinleme
- Gizlice mektupları okuma
- Gizlice belgeleri ele geçirme
Ortak yaşam alanına eşlerden birinin diğerine haber vermeksizin yerleştirdiği cihazlar ile elde ettiği ses ve görüntüler hukuka aykırı delil statüsündedir. Örneğin eşinin ofisine gizlice yerleştirilen görüntü kayıt cihazı ile sadakatsizlik ispat etmeye çalışan eşin aldığı kayıtlar boşanma davasında aile mahkemesi tarafından dikkate alınamaz.
Eşler evlilik birliğinin yararını zedeleyen hareketlerden kaçınmakla yükümlüdür. Evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama yükümlülüğü eşlerin birbirlerini faaliyetlerinden haberdar etmelerini gerektirir. Ortak alana cihaz yerleştirme eylemi faaliyetleri birbirine bildirme yükümlülüğüne aykırı düşecektir. Bu eşin dürüstlük kuralına aykırı davranmış olduğu kabul edilecektir.
Telefona yüklenen casus program sayesinde elde edilen deliller boşanma davalarında hukuka aykırı delil olarak kabul edilerek, herhangi bir vakıanın ispatına elverişli değildir. Öte yandan, telefonda yapılan görüşmelerin hoparlörün açılması, ses yükseltici veya başka bir alet kullanılarak üçüncü kişilere dinletilmesi sonucunda bu kişilerin söz konusu konuşmaya olan tanıklığı hukuka uygun delil olarak kabul edilecektir. Dolayısıyla boşanma davasında ses kaydı delil olur mu şeklinde inceleme, ses kaydının ne şekilde alındığına bağlıdır.
Sosyal Medya Yazışmaları Delil Olabilir Mi?
Sosyal medya hesaplarındaki yazışmalar ve paylaşımların boşanma davasında delil teşkil edebilmesi için, bunların hukuka uygun yollardan elde edilmesi gerekir. Sahte bir sosyal medya hesabı aracılığı ile elde edilen yazışmalar hukuka aykırı olarak kabul edilecektir. Başka bir kimliğe bürünerek yapılan yazışmalar da hukuka uygun delil vasfını haiz değildir. Ancak eşlerden birinin sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, görüntüler, yazılar ve resimler gibi verilerin, delil olarak kullanılabilmesi de mümkündür. Paylaşımda bulunan kişinin bu paylaşımının daha sonra aleyhinde kullanılması halinde, hukuka aykırılıktan söz edilemeyecektir.
Boşanma davasında fotoğraf delili ispat aracı olarak kullanılmak isteniyorsa, fotoğrafın ne zaman çekildiğinin anlaşılır olması gerekir.
Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Delil ve TCK'da Suç Teşkil Etmesi
Bazı Yargıtay kararları uyarınca, hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, diğer eş tarafından boşanma davasına sunulursa, bu deliller sebebiyle bir eş suç işlemiş olarak kabul edilmez ve hakkında açılan kamu davasından beraat edebilir. Ancak bu husus eşlerin birbirlerine karşı işlediği suçlar bakımından değerlendirilebilir; üçüncü bir kişinin özel hayatını veya kişisel verilerinin ihlal edilmesi halinde, suç boşanma davasının tarafı olan diğer eşe karşı değil bir üçüncü şahsa karşı işlenmiş olacağından aynı çerçevede değerlendirilmeyebilir.
Öte yandan 14 Ekim 2021 Tarihli ve 31628 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07.09.2021 tarihli, 2018/30296 sayılı karar ile Anayasa Mahkemesi, Yargıtay’ın son yıllardaki ‘hukuka aykırı yollardan elde edilen delilerin boşanma davalarında delil vasfının, kişinin dayandığı vakıaları başkaca bir yolla ispatlamasının mümkün olup olmadığı hallerinin gözetilerek değerlendirilmesi gerektiği’ yönündeki içtihatına yeni bir boyut kazandırmıştır.
“Somut olayda başvurucunun hangi kişisel verilerinin elde edildiği, bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı, verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususlarında hiçbir araştırma yapılmadığı gibi gerekçede başvurucunun bu iddialarının hangi sebeplerle karşılanmadığı konusunda bir açıklama bulunmadığı da görülmüştür…
…Derece mahkemelerinin eşlerin birbirlerine karşı özel hayat alanlarının bulunmadığı sonucunu doğuracak mahiyette yaklaşımının anayasal güvencelere aykırı olduğu açıktır…
…Dolayısıyla yargılama sürecinde olayın aydınlatılmasına yönelik esaslı iddiaların araştırılmaması, bu suretle kovuşturmanın derinleştirilmemesi, yasal dayanağı gösterilmeyen gerekçelerle sonuca ulaşılması nedeniyle anayasal hakları güvence altına alacak şekilde etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğüne uygun hareket edildiği söylenemeyecektir.”
şeklinde kararı ile ilk derece mahkemesinin hangi kişisel verilerin elde edildiği, bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı ve verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususunda inceleme yapmaksızın verdiği beraat kararının Anayasal haklara aykırılık oluşturduğuna kanaat getirmiştir.
Özel hayatın gizliliğinin ihlali, haberleşmenin gizliliğinin ihlali ve kişisel verilerin korunması haklarına aykırı olarak ele geçirilip mahkeme dosyasına boşanma davasında aldatma delilleri şeklinde sunulan deliller sebebiyle ilgili suçların oluştuğu iddia edilebilir. Eşlerin birbirlerine karşı özel hayat alanları bulunmaktadır ve bu alanın ihlali cezalandırmayı gerektirir.
Boşanmada Telefon Mesajları Delil Olur Mu?
Telefon mesajlarının ne şekilde ele geçirildiğine göre, boşanma davasında delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı her somut olayda ayrı ayrı belirlenir. Telefon mesajları hukuka uygun şekilde ele geçirildiyse delil vasfını haizdir. Örneğin taraflar arasında gerçekleşen mesajlaşmalar mahkemeye delil olarak sunulabilir. Ancak bir eşin diğerinden gizli bir biçimde, şifre kırarak telefonunu ele geçirmesi ve telefonun içindeki mesajları mahkemeye delil olarak sunması hukuka aykırı ele geçirilmiş delil olarak kabul edilebilir. Bu sebeple delillerin dikkatlice irdelenerek mahkemeye dikkatlice sunulması gerekir.
Telefon kayıtları boşanma davasında delil olur mu şeklinde bakıldığında, telefon kayıtları genellikle boşanma davasında deliller arasında sayılır. Telefon kayıtları, aramaların hangi saatlerde yapıldığı ve ne sıklıkta olduğuna yönelik olarak boşanma davasında kullanılabilecek deliller arasında yer alır.
Boşanmada Aldatma Delilleri Nelerdir?
Her olayda olduğu gibi, hakim delilleri serbestçe takdir edeceğinden, aldatma için kanaat oluşturacak her türlü delil boşanma davasında kullanılabilir. Boşanmada ihanet delilleri tanık anlatımları, fotoğraflar, mesajlar, video görüntüleri, ses kayıtları, otel kayıtları, diğer kayıtlar boşanmada aldatmanın varlığına kanaat oluşturmaya yeterli görülebilir. Boşanmada aldatma delilleri, eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine yönelik her türlü hukuka uygun delil ile ispat edilebilir.
Anlaşmalı Boşanmada Delil Sunmak Gerekir Mi?
Deliller, tarafların çekişmeli hususlarda ihtilaf halindeki olayların ispatı için araç olarak kullanılmaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında tarafların mutabık kaldığı konular bulunur; anlaşmadıkları, ihtilaf içinde oldukları meseleler yoktur. Bu sebeple anlaşmalı boşanma mümkün olacağından, mutabık kaldıkları konuya ilişkin olarak delil de sunmaları gerekmez. O bakımdan, anlaşmalı boşanmada delil sunmak gerekmez.
Boşanmada Kadının Ağır Kusurları Nelerdir?
Her boşanma davası kendi özelinde değerlendirilir. Kadınların özellikle erkeklerden farklı kusurları yoktur. Her iki eş için de Türk Medeni Kanununda belirlenen ödevler ve yükümlülükler bulunur. Bunlara aykırı davranan eş kusurludur. Mahkemece kusur ölçütleri boşanma davasında her iki tarafın sunduğu deliller ile ispat edebildikleri vakıalar kapsamında belirlenir.
Kaynak: