Boşanmada Çocuğun Velayeti Babaya Nasıl Verilir?
Velayet bir çocukla ilgili en önemli kararlardan biridir; bu sebeple velayet kamu düzenine ilişkin olup, velayetin düzenlenmesindeki esas unsur, çocuğun üstün yararının temin edilmesidir. 18 yaşına kadar herkes çocuk sayılır. 18 yaşına girmeyen her çocuğun anne ve babasının boşanması halinde, çocuğun velayetinin hangi ebeveyne bırakılacağına mahkemece karar verilmelidir. Çocuğun velayeti hakkında karar verilmemesi halinde mahkeme kararı Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay’ca bozulabilir.
Boşanma davalarında çocuğun velayetinin %75 anneye, %25 babaya verildiği görülmektedir. Bunun esas sebebi, çocukların annenin şefkat ve ilgisine muhtaç olduklarının kabul edilmesidir. Diğer yandan babanın da rol model olarak çocuğun hayatındaki önemi göz ardı edilmemektedir.
Bununla birlikte çoğunlukla annelerin velayeti istemesi, babanın velayeti anneye bırakma isteğinde olduğu da söz konusu oranlar arasındaki farkın temel sebeplerindendir.
Anne ve babanın her ikisinin de velayeti alma talebi olması halinde, mahkemece çocuğun üstün yararı neyi gerektiriyorsa, ona göre karar verilir.
Çocuğun babasının boşanma davasında velayeti alması mümkündür. Bununla birlikte çocuğun velayeti boşanma davasında anneye verilmiş ise, daha sonra açılacak bir çocuk velayet davası ile babanın çocuğun velayetinin anneden alınıp babaya bırakılmasını talep edebilir.
Çocuğun Üstün Yararı Ne Demektir?
Anne ve babanın menfaatlerinin çatıştığı noktada, yani velayeti her ikisinin de istediği durumda, ve hatta anne ve baba arasında velayete ilişkin mutabakat olmasına rağmen, mahkemece çocuğun üstün yararı gözetilerek velayet kararı verilir. Buna göre, anne ve babanın anlaşmalı boşanma protokolü düzenleyerek anlaşmalı boşanma davası açması halinde anne ve babadan birine velayetin verilmesine karar verilmiş bile olsa, mahkeme bu mutabakata değer vermez. Çekişmeli boşanma davasında da aynı şekilde, karşı tarafın velayet konusundaki taleplerini kabul etmesi ve velayetten bir tarafın vazgeçmiş olması, velayetin mahkemece diğer tarafa bırakmasını gerektirmez.
Çocuğun üstün yararı; çocuğun fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal olarak gelişiminin en iyi şekilde sağlanmasını ifade eder. Bu gelişimin sosyal, ekonomik ve kültürel olarak hangi koşullarda en iyi şekilde sağlanabileceği gözetilir. Bu husus değerlendirilirken, çocuk eğer yetişkin bir birey olsaydı, kendisi ne karar verirdi, bu sorunun cevabı aranır. Neticede, mahkeme, hangi ebeveyn ile çocuk daha fazla yarar sağlayacaksa velayeti o tarafa bırakmaya karar verir.
Boşanma Davasında Çocuğun Velayetinin Babaya Verilmesi
Çocuğun velayetini isteyen baba, boşanma davasında bu talebini mahkemeye sunmuş ise, mahkemece velayetin kime bırakılacağına dair araştırma yapılır. Bu araştırma esasen Sosyal İnceleme Raporu ile yapılır.
Sosyal İnceleme Raporu, 4857 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca alınır; psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlar, her iki ebeveyn ile görüşerek ve eğer çocuk idrak çağında ise çocukla görüşerek rapor hazırlar. Bu raporda ebeveynlerin hayat koşulları, nasıl bir ortamda yaşadıkları, gelirleri, sosyal ve psikolojik durumları, teşhis edilen veya tedavi sırasında oldukları bir hastalıkları olup olmadığı, çocukla bizzat ilgilenip ilgilenemeyecekleri araştırılır.
0-7 Yaş Grubundaki Çocuğun Velayeti
0-7 yaş grubundaki çocuklar anne şefkatine derin ihtiyaç duyarlar. Çocuğun anne ile yaşamasının çocuk için büyük bir tehlike arz etmemesi halinde, genellikle bu yaş grubundaki çocuğun velayeti anneye bırakılır.
0-7 yaş grubundaki çocuğun velayetinin babaya bırakılması annenin velayeti alması halinde çocuk için tehlike oluşması, anlaşmalı boşanma ile velayet konusunda varılan mutabakatın mahkemece uygun bulunması, kardeşlerin ayrılmaması ilkesi, annenin yaşının küçük olması gibi sebepler ile babaya bırakılabilir.
8 Yaş ve Üzerindeki Çocuğun Velayeti
Boşanma davasında veya çocuk velayet davasında, idrak çağı olarak kabul edilen 8 yaş ve üzerindeki çocuklara anne ve babasından hangisi ile yaşamaktan daha mutlu olacağı sorularak, çocuğun kendi için olan görüşü alınır. Sosyal İnceleme Raporu ile çocuğun görüşü ve diğer toplanan tüm deliller ile birlikte, mahkeme değerlendirmesini yapar ve çocuğun anne veya babasından hangisinin yanında yaşamasının daha üstün menfaatine olacağına kanaat getirirse, velayet konusunda karar verir. Çocuğun idrak çağında olması durumunda eğer çocuğun görüşüne başvurulmaz ise, Yargıtay ilk derece mahkemesinin kararını bozarak bu eksikliğin giderilmesine karar verir.
Velayetin Kaldırılması veya Değiştirilmesi Davasında Çocuğun Velayetinin Babaya Verilmesi
Boşanma davası neticesinde verilen boşanma kararının ve buna bağlı velayet kararının kesinleşmesinden sonra taraflar mahkemece boşanma davası sonunda verilen velayet kararının değiştirilmesi için ayrı bir dava açabilirler. Velayetin kaldırılması davası ile önceden verilen velayet kararının değiştirilmesi için uygulamada boşanma davasının kesinleşmesi ile velayetin değiştirilmesi davası arasında meydana gelen önemli gelişmeler olması gerekir. Örneğin çocuğun boşanma davasından sonra birlikte yaşadığı ebeveyni çocuğa şiddet uygulamışsa, psikolojisini olumsuz etkileyecek durum ve olaylara maruz bırakmışsa, çocuğu tamamen başka birine teslim edip günlük ihtiyaçları ile ilgilenmez ve çocukla vakit geçirmiyorsa, diğer taraf çocuğun velayetinin kaldırılarak kendisine vermesini talep edebilir. Bu durumda mahkemece deliller toplanır, Sosyal İnceleme Raporu alınır ve çocuğun üstün menfaati neyi gerektiriyorsa buna göre karar verir. Bu durumda annenin yanında yaşamak çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkiliyorsa, çocuğun velayetinin anneden alınarak babaya verilmesine karar verilebilir.
Davalı-davacı annenin birleşen müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi davası yönünden; velayetin babaya verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik veya babanın velayet görevini yerine getirmediği ve kötüye kullandığı hususları ispatlanamadığı, davalı-davacı anne tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceği, tarafların müşterek çocuğunun baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı, hemen meydana gelecek tehlikenin varlığının da ispat edilmediği belirtilerek davalı-davacı anne tarafından davacı-davalı baba aleyhine açılan velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talepli davasının reddine, mahkemenin 01/08/2016 tarihli tensip zaptının 7 nolu ara kararı ile hükmedilen "müşterek çocuk 03/06/2010 doğumlu K1 ile davalı anne arasında aynı şehirde olmaları halinde her ayın 1.ve 3. pazar günleri saat 09:00 ile 16:00 arası, farklı şehirlerde olmaları halinde her ayın son pazar günü saat 09:00 ile 16:00 arası, davacı K2 veya yakını gözetiminde tedbiren şahsi münasebet tesisi" yönündeki tedbir kararının dava kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi, 2018/354 E., 2019/34 K. 04/02/2019
Kaynak: Yargıtay